18 Ocak 2014

Geçen Hafta İzlediğim Filmler #4

Dallas Buyers Club
80'lerin başında aidse yakalandığını öğrenen homofobik rodeo kovboyu Ron'un, ibne hastalığı olarak bilinen hastalığı yüzünden bir yandan hem kendisi hem çevresiyle yüzleşmek zorunda kalırken, diğer yandan da ilaç şirketlerinin yeni demlerini yaşamakta olan hastalığın tedavisi için ilaç geliştirme aşamasında hastalara denek muamelesi yaptığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Bir yanda da tedavide başarılı olduğu söylenen ama ülkeye sokulması yasak olan ilaçlar vardır. Ron'un hastaneye yatıp ölümü beklemek gibi bir durumu yoktur. Meksika'ya gidip ilaçları dener. İşe yaradığını görünce bunu ilaç bekleyen diğer insanlarla da paylaşmaya karar verir. Matthew McConaughey denen adamı günahım kadar sevmem, ekstrem itici bir tiptir ama bu filmde hakikaten üst düzey bir performans sergilemiş. Keza Jared Letho da pek çok kadını kadınlığından utandıracak kadar başarılı.

Prisoners
Yine oyunculukların öne çıktığı güçlü bir polisiye-gizem-dram. Mutlu huzurlu sakin amerikan banliyösünde iki küçük kız kaybolur, eski defterler açılır temalı karanlık film. Hugh Jackman'ın beyazperdedeki belki de en iyi performansı

The World's End
Shaun of the Dead, Hot Fuzz ile birlikte İngiltere kırsalında sıkıcılıktan ölen bir kasabada yaşanan fantastik olaylar temalı Cornetto Üçlemesi'nin son halkası olan filmde Simon Pegg ve Nick Frost, 3 arkadaşlarıyla yıllar önce giriştikleri bir gecede kasabadaki 12 barda da içme denemelerini yıllar sonra yinelemek için bir hafta sonu Londra'dan kalkıp kasabalarına dönerler. Ama bir sorun vardır. Kasabaları robotlar tarafından istila edilmiştir. İzlenebilir bir komedi, ama serinin en zayıf halkası olduğunu söylemek lazım.

The Night of the Hunter
Robert Mitchum'un parmaklarında Love/Hate dövmeleriyle psikopat vaiz rolünde yardırdığı film, 1955 yılının teknik imkansızlıklarıyla böylesine bir görselliği nasıl yakalayabildiklerini sorgulatacak kadar başarılı.

You're Next
Hakkında yazılan olumlu eleştirilere karşın, düşük prodüksüyon, kötü oyunculuklar ve zayıf senaryo twistleri nedeniyle bende hayal kırıklığına sebep olan bir film.

Open Grave
Zombi salgını temalı, üzerinde biraz daha çalışılması gereken bir film. Bir anda uyanan bir grup insan kim olduklarına, orada ne yaptıklarına dair hiç bir şey hatırlamaz. Fakat hafızalar yavaş yavaş yerine geldikçe sorular da yanıt bulmaya başlar. İzlenebilir, çok şey beklememek kaydıyla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder